Untitled Page
VAN VE İLÇELERİ GENEL TANITIM ............HOŞGELDİNİZ

   
  Van ve İlçeleri Kültürel Web TanıtımSitesi
  Van Kilimleri
 
Van Kilimlerini Yaşatma Mücadesi PDF Yazdır E-posta

             Image   Image

 

Yüzüncü Yıl Üniversitesi El Sanatları Merkezi’nde Van Kilimi’ni aslına uygun yaşatabilmek için büyük bir çaba sarfediliyor. Türkiye’nin tek Kilim Profesörü Recai Karahan öncülüğünde 6 genç kızın mücadelesi ile yaşatılmaya çalışılan Van Kilimlerinin gelecek nesillere aktarılması için arşivi tutuluyor. Yapılan çalışmalar sonucunda birkaç yıla kadar dünyanın en büyük üniversite kilim müzesi Van’a kazandırılmış olunacak.

 

Konu ile alakalı Vanlife’a önemli açıklamalarda bulunan YYÜ Sanat Tarihi Bölüm Başkanı, Türk El Sanatları Araştırma Uygulama Merkez Müdürü ve aynı zamanda Hakkari Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Recai Karahan, “Her şeyimi kilime vermiş biri olarak, geniş bir kompozisyona sahip yöre kilimlerinin yaşatılması, arşivlenmesi ve gelecek nesillere bozulmadan aktarılması için elimizden geleni yapıyoruz ve yapmaya da devam edeceğiz” dedi.

 

DOKUYUCU ELEMAN BULUNAMIYOR

 

Van ve Hakkari Kilimlerinin yaşatılması için tüm sıkıntılara rağmen mücadele eden Prof. Dr. Karahan, en büyük problemlerinin dokuyucu eleman bulamamak olduğunu vurguladı. Daha önce kilim atölyesinde birçok kızın çalıştığını fakat hepsinin evlilik, göç, nişanlanma veya ailesinin izin vermemesi gibi problemlerle ayrılmak durumunda kaldığını kaydeden Prof. Karahan şunları söyledi; “En büyük sıkıntılarımızın başında dokuyucu eleman bulamamak geliyor. Ev ev dolaşıyoruz, ayaklarına kadar gidiyoruz. Geleceğiz deyip gelmeyenler oluyor. En güzeli yine heralde en başta yaptığımız gibi 12 – 13 yaşlarında okuma – yazma bilmeyenleri alacağız. Bunlara hem okuma – yazma hem de dokuma öğreteceğiz. Elemanların burada uzun yıllar kalmalarını sağlayacağız. Kilim tezgahımız oldukça fazla olmasına rağmen kilimdeki eleman sayımız sadece 6. Halı da ise hiç eleman yok. 5 – 6 kişiyle daha çok ticari değil de bulduğumuz yeni kilimleri dokuyup duvarlara asmayı düşünüyoruz. Ama başka yerlerden üniversitemize gelip görenler bize sipariş de veriyorlar, çocuklar maaşlarını alabilsinler diye onu da kabul ediyoruz. Ama birinci derecedeki amacımız ticari değil, kültürel bir faaliyet. Bundan eminim ki 2 – 3 yıllık bir çalışma ile belki de dünyanın en güzel üniversite kilim arşivi oluşturulacak. Şuanda zaten bu konu ile ilgili böyle bir çalışma yok. Bizim de uzmanlık alanımız bununla ilgili olduğu için hem elemanlarımızı yetiştirmek açısından, hem yöreyi tanıtmak açısından oldukça yararlı oluyor bu çalışmalarımız. Van kilimini, kültürünü yaşatmak istiyoruz. Modelleri, çeşitleri belli bir şekilde toplamak istiyoruz. Önümüzü tıkayan en büyük sorun dokuyucu sayısının azlığı.”

 

VAN KİLİMİNE İRAN DARBESİ

 

Van Kiliminin karşılaştığı sıkıntılardan birinin de İran’la yapılan ticaret olduğuna işaret eden Karahan, “İran’la ticaret yapılması Van kilimini son derece etkiliyor. Yani halı ve kilimlerin oradan çok kolay getirilmesi, bu ticaretin daha avantajlı olması yöre kilimlerinin ikinci planda kalmasına neden oluyor. Ama yine de bu işi bilinçli olarak yapanlar var. Bizlerden yardım alıyorlar. Biz onlardan yardım alıyoruz. Şuana kadar 200’ün üzerinde model tespit ettik. Bunların bir kısmı kataloglarımızda var. Bir kısmını da temin etmek için üniversitemize proje olarak sunduk. Eğer projemiz geçerse 40 civarında kilim daha alıp arşivimizi daha da genişletmek istiyoruz. Bütçeye göre, dokumanın hızına göre bunu arttırmak istiyoruz” ifadelerini kullandı.

 

TİCARİ AMAÇ YOK

 

Türk El Sanatları Araştırma Uygulama Merkez Müdürü ve Türkiye’nin tek Kilim Profesörü Recai Karahan, El Sanatları Merkezi’nin ticari bir amacının olmadığını, sadece döner sermayeye bağlı oldukları için kızların dokuma ücretini alabilecek kadar para kazanmalarının kendilerine yettiğini dile getirdi. Karahan, “Şuanda dokuyucu sayımız oldukça azaldı. Her türlü imkanımız olmasına rağmen dokuyucu sayımızın azalması büyük sıkıntı doğuruyor. Kızlarımızı buraya küçükken aldık, hem okumayı hem dokumayı öğrettik. Ama bu kızlarımızın büyümesi, nişanlanması, evlenmesi, taşınması nedenleriyle şuanda sadece 6 dokuyucu kızımız kaldı. Ayrıca aileleri kızlarını fazlaca dışarıya göndermek istemedikleri için dokuyucu sayımız azaldı. Ve biz tekrar bir atağa geçtik. Yeniden kız sayımızı 20 – 30’a çıkarmayı amaçlıyoruz. Hem istihdam açısından hem buradaki arşivi arttırmak için bu çalışmamız devam ediyor. Bunu tekrar tekrar söylemek istiyorum; bizim temel amacımız arşiv. Kilimler çok kolay taşınabildiği için bir tane örneğinin yurt dışına gitmesi durumunda o örnek artık sizde olmuyor. Mümkün olduğu kadar esnaflarla diyalog kurarak ellerinde bulunan nadir örnekleri alarak burada dokuyup arşivimize alıyoruz. Tam görevimiz bitmedi ama ciddi şekilde iş yaptık. Kilimin modeli de çeşidi de bitmez. Tam her şeyi hazırladım diyorsunuz ama bir bakıyorsunuz ki köyden, kırsaldan çok farklı bir örnek çıkıyor. Bunlar birer birer yurt dışına gidiyor. Bunların yurt dışına gitmesine bir şey demiyoruz ama hiç olmazsa gelecek kuşaklara aktarılması için bir örneğini çıkarmak istiyoruz” şeklinde konuştu.

 

HALI ATÖLYESİ KAPATILIYOR!

 

Eleman yetersizliği nedeniyle can çekişen halı atölyesinin kapatıldığı öğrenildi. Türkiye’nin en kaliteli halıları arasında yer alan Hereke halılarının üretildiği atölyeye eleman bulunamadığı için tezgahlar söküldü. Prof. Karahan bu konuyu da şöyle özetliyor; “Burada Hereke halı dokunuyordu. Bir ara burada halıda 16 tezgahta 32 kızımız çalışıyordu. Çok da talep vardı halıya. Ama daha sonra rağbet azaldı. Belki de kilimin birinci sıraya geçmesinden dolayı halıya talep azaldı. Zaten kızlarımız da ya nişanlandıkları için, ya evlendikleri için ya da yaşları büyüdüğü için işten ayrılmak durumunda kaldılar. Köylerine yeniden dönenler oldu. Dolayısıyla halı durma aşamasına geldi. Şuanda tek tezgahta çalışılıyor sadece. Aslında devam ettirmek gerekiyordu. Ama bana göre her şeyimizi kilime vermemiz gerekiyor. Yaptığımız incelemelerde bu bölge, en meşhur olan yörelerin birkaç katı zenginliğe sahip kilim yönünden. Eşme, Konya, Balıkesir, Kayseri bunların hemen hemen hepsini toplasanız Van ve Hakkari kadar bir kültüre sahip olmadıklarını görürsünüz kilim çeşidi olarak. Bunun çok iyi değerlendirilmesi gerekiyor. Metre kare hesabı kızlarımıza maaş veriliyor döner sermayeden. Ama el emeği, göz nuruna ne kadar para verirseniz az. Ama imkanlar dahilindedir bu.

 

Bugün Van müzesinde 45 – 46 tane yöreye ait kilim var. Bunları da tespit ettik. Hepsini teşhir etme imkanları yok. Yerleri müsait değil. Epey bir kısmı depoda. Onlarda bizim için önemli. Orası da bir arşiv. Ayrıca Hakkari ile de sıkı bir temas halindeyiz. Çünkü Hakkari de daha çok burayı besleyen bir kaynak. Van ve Hakkari’yi bu konuda ayırt etmek çok mümkün olmuyor. Vanlılara sorarsanız bizim diyorlar, Hakkarililere sorarsanız bizim diyorlar. Ama bunun sevindirici yanı her ikisinin de sahip olması. Biz de onları kırmamak için Van – Hakkari sözünü daha çok kullanıyoruz. Birinci hedef arşiv. Bu çalışma çok önemli bizim için. Bunu korumak ve gelecek nesillere aktarmak çok önemsediğimiz bir konu.”

 

ELEMAN BULUNURSA VANLI ESNAFLARA KİLİM ÜRETİRİZ

 

Kilim Profesörü Karahan Vanlife şunları söyledi; “Bir ara eleman sayımız çok olduğu için talepleri karşılayabiliyorduk. Ama ticaret yapabilmek için patent almak, bazı prosedürleri yerine getirmek gerekiyor. Bunların da bazı yasal olmazlıkları var. Yani bizim ticaretle uğraşmamamız gerekiyor. Ama burada siz 20 – 30 kişi çalıştırıyorsanız onlara bir ücret vermeniz gerekiyor. Bunun için de mutlaka ticaret yapmanız gerekiyor. Çünkü burası döner sermayeye bağlı. Ama sadece ticaretle uğraşıp da Vanlı esnafların önünü kesinlikle kesmek istemeyiz. Zaten bunu istesek de başaramayız. Ama en azından burada ürettiğimiz kilimleri Vanlı esnaflarımıza daha kaliteli ve daha az maliyetle verebiliriz. Eğer ileride tekrar toparlanabilirsek, şartlar el verirse bu mümkün olabilir.
 

VAN KİLİMİ DÜNYADA BİR NUMARA

 

Van kilimine kalite ve kültürel olarak baktığınız zaman sadece Türkiye’nin değil, dünyanın en kaliteli kilimleri arasında ilk sırayı çekiyor diyebiliriz. Tabi ki her yörenin belli bir motifi var. Ama Van ve Hakkari kilimlerinin çok ayrı bir yeri var. Van ve Hakkari’yi ayırt edemiyoruz. Bütünleşmiş ikisi. Ama böyle kalmasının bir mahsuru yok. Çeşit ve kalite olarak çok iyi bir durumda. Mesela burada bulunan birkaç renk hiçbir yerde bulunmuyor.

 

Yöre kilimleri ile alakalı yaptığımız ve yapacağımız kataloglar çok önemli. Çünkü dünya literatürünü taradığınız zaman Van ve Hakkari’ye ait olan 1 ya da 2 örnekle karşılaşıyoruz ve hep aynı kilimler, aynı fotoğraflar. Ama onların yüzlerce farklısı var. İşte bu kilimlerin tanıtımı için bu tür yayınlar önemli. Bu kataloglarla bu kilimler ölümsüzleştirilecek ve gelecek kuşaklara aktarılacak.

 

KİLİM MÜZESİ OLUŞTURULMALI

 

Gönül istiyor ki sadece üniversite değil, Valilik ve Belediye’de bu konuya el atarak bir fon oluştursun. Ve bu kilimleri bir yerde toplasın. En büyük arzularımızdan birisi de budur. Üniversitenin belki bilimsel olarak buna gücü yeter ama başka şekilde de desteklenmesi gerekir. Burada Van-Hakkari kilimlerini sergilemek üzere bir Etnografya Müzesi’nin olması gerekir. Sadece kilim sergilenecek bu müzede. Ayrıca dokumaların biriktirileceği, sergilenebileceği bir Van evinin olması lazım. Bir Van evi var ama onun maalesef içi istenilen gibi bir türlü düzenlenemedi. İçerisi bir türlü Van’ı temsil edemedi. Bunlar yapılmaya gayret edinildi ama yapılamadı. Eğer öyle bir şeyler yapılırsa biz arşivlerimizi açmaya hazırız, bilimsel katkı sunmaya hazırız. Valilik – üniversite iş birliği ile biz kilimlerimizin değerlendirilmesini istiyoruz. Her türlü işbirliğine hazırız.

 

VAN KİLİMİ NİYE ASİMİLE OLUYOR?

 

Çünkü Valilik, her kaymakamlık, her belediye ilk olarak halka bir şey yapmak istediği zaman kilim atölyeleri açıyor. Tabi bunun alt yapısı hazırlanmadan, çok iyi bir arşiv araştırması yapılmadan, herhangi birini orada görevlendirdiğiniz zaman o kişi ilk eline gelen kitaba bakıyor. Ama bu da sağlıklı olmuyor. Gerek desen olarak gerek kalite olarak yöreye hitap etmeyen kilimler ortaya çıkıyor. Sadece Van’da değil Türkiye’nin her yerinde bu sorun var. Renk değişmiş, motifler bozulmuş. Buna Van’da dahil. Ticari boyuttan baktığınız zaman ipi alıyorsunuz, tezgahı alıyorsunuz mahalleye gönderiyorsunuz. Bir de desen veriyorsunuz ellerine. Dokuyucunun fazla bir bilgisi yok. Tabi sadece Van’ın bozulmuş kilimleri değil, aynı zamanda İran kilimleri de dışarıdan gelmiş olan insanlara Van kilimi diye satılıyor. Ama dokunurken atölyelerin mutlaka üniversite ile diyalog kurması gerekiyor. En çok sevindiğim nokta şu; Van’da birkaç tane proje var bu konuda. Bizi arıyorlar motif ve renk konusunda fikrimizi soruyorlar. Onların bu yaklaşımı bizi son derece memnun ediyor. Piyasadan diğer dejenere olmuş kilimleri yavaş yavaş kaldırabilirsek bunların yerine hakiki Van kilimleri gelmiş olur.

 

KİLİMİN TURİZME ÇOK KATKISI VAR

 

Kilimin turizme katkısı çok. Ama yöreye ait kalitesinin ve motiflerinin korunması gerekiyor. Dünyada bu değeri kaybetmemek için kaliteyi korumak gerekiyor. Çünkü Çin ve başka ülkelerde bu işe el attı. Van kilimleri birazcık bozarak dünyaya verdik. Dolayısıyla dünya piyasasında bir sapma oldu. Hindistan’da makinede dokunmuş kilimler dahi bizim kilimlerin önüne geçmeye başladı. Bu bizim geleneksel dokumalarımızı koruyamadığımızdan kaynaklanıyor. Turizme müthiş katkısı var kilimin. Yüzlerce belki binlerce esnaf bu yolla para kazanıyor. Tanıtım açısından faydası var. Her yönüyle kilimin faydası var Van için.

 

KİLİM ÜRETENLERE ŞARTLAR GETİRİLMELİ

 

Kilim üretenlere bazı şartlar getirilmeli. Kalitesi ve motifleri kontrol edilmeli. O zaman kaliteden ödün verilmeden turizme daha çok katkı sunması sağlanır. Van kilimini dünya tanınıyor ama şimdiki haliyle değil. Van kilimlerinin daha organize bir şekilde dünyaya tanıtılması gerekiyor. Kilimlerin hepsi tanıtılmıyor. Kilimlerin anlatımı dillere çevrilerek kataloglar halinde tüm dünyaya gönderilmeli.

 

Avrupa Birliği’nin yapmış olduğu projelerde üniversite olarak mutlaka görev almalıydık ama maalesef alamadık. Ama insanlar gelip bizimle irtibat kurarsa bilimsel açıdan her türlü desteği veririz. Herhangi bir projede direkt görevimiz yok. Gönüllü olarak destek veriyoruz. Şimdiye kadar diyalog kurulamamış olabilir. Ama kurulacak olan diyaloglarla Van kilimini yaşatmak istiyoruz. İşbirliği ile daha güzel şeyler yapabiliriz.

 

HIZLANACAĞIZ

 

Van Kilimlerini yaşatmak adına pes etmekten ziyade daha da hızlanarak işimizi yapacağız. Çünkü daha önce de bunu yaptık yolunu ve yordamını biliyoruz. İkinci bir atılımla dokuyuculara tekrar ulaşarak bu işi yeniden canlandırmayı amaçlıyoruz. Çünkü bu şart ve yapılması gerekiyor. Yapanlar var ama kalıcı bir yerde böyle biriktirilmezse çabuk kayboluyor. Gaye Van kilimini korumak. Kim korursa korusun biz onların yanında oluruz. Van halkına sesleniyoruz. Eğer ellerinde eski Van kilimi örnekleri varsa bize haber versinler en azından örneğini alalım ve burada değerlendirip duvarlarımıza asalım. Bir zamandan sonra bunlardan yine yararlanacak olan kendileri olur.

 

KİLİM İSİMSİZ SANATKARIN ESERİDİR

 

Kilim abartıldığı gibi sadece bir duygu düşünce aracı değil. Üzerindeki motiflere çok anlamlar yüklenir. Ama kilim bu değil. Kilim bir ihtiyaç ve bir sanat eseri. Ben kilime aşık olduğum için kilim her şeydir, kültürdür, kilim hayatın bir aynasıdır. O yüzden korunması gereken bir kültür mirasımızdır. Bizden öncekilerden aldığımız motifleri bizden sonraki kuşaklara aktarmak zorundayız. Bir kültür eseridir bu. Adı belli olmayan sanatkarların eseridir. Bu yüzden sıkı sıkıya korunması gerekir.”

 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol